Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı

Modern ticari yaşamda, özellikle Limited Şirketler, eşlerin evlilik birliği süresince edindikleri malvarlığının büyük bir bölümünü temsil etmektedir. Bir boşanma sürecinde, bu şirket paylarının ve şirket bünyesindeki kârların hukuki paylaşımı, en karmaşık ve en yüksek finansal riski barındıran uyuşmazlık alanlarından biridir. Zira Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı söz konusu olduğunda, sadece aile hukuku değil, aynı zamanda ticaret hukuku ve muhasebe ilkeleri de devreye girer. Bu durum, hukuki sürecin uzmanlık ve titizlik gerektiren, çok katmanlı bir incelemeyi zorunlu kılmaktadır.

Limited Şirket paylarının mal rejimi tasfiyesindeki statüsü, eşler arasındaki maddi denkleşmeyi sağlayan Katılma Alacağı ve Değer Artış Payı gibi alacak haklarının temelini oluşturur. Şirketin tüzel kişiliğinin korunması ilkesi ile, diğer eşin evlilik birliği içindeki emeği veya geliriyle yaratılan değerdeki pay hakkı arasındaki hassas dengeyi kurmak büyük önem taşır. Bu dengeyi doğru yönetebilmek, potansiyel hak kayıplarını engellemek ve finansal kazanımları güvence altına almak için uzman bir avukat tarafından yönetilmesi hayati gerekliliktir. Potansiyel müvekkillerimizin, bu teknik süreçlerin detaylarını anlamaları, haklarını koruma yolunda atılacak ilk ve en önemli adımdır. Özellikle yüksek değerli varlıkların bulunduğu durumlarda, doğru hukuki adımların atılması, başarılı bir Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı süreci için zorunludur.

Limited Şirket Paylaşımı

Türkiye’de mal rejimi tasfiyesinin temeli, 01 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’na (TMK) dayanmaktadır. Eşlerin mal varlığı üzerindeki haklarının belirlenmesi, öncelikle evlilikleri süresince hangi mal rejimini uyguladıklarına bağlıdır.

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı ve Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

Türkiye’de, eşler evlenirken özel bir mal rejimi seçimi yapmadılarsa veya mevcut rejimi değiştirmedilerse, kanunen Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi uygulanır. Bu rejim, evlilik birliği içinde, eşlerin karşılığını vererek (ivazlı) elde ettiği tüm mal varlığı değerlerinin edinilmiş mal sayılmasını esas alır (TMK m. 219).   

Limited Şirket hisseleri de kural olarak, paylaşımın kapsamına giren edinilmiş mallardandır. Ancak, Limited Şirket Paylaşımında şirketin kendisinin değil, hissedar eşe ait olan payların hukuki durumu incelenir. Evlilik birliği içinde emek karşılığı veya gelir olarak elde edilen hisseler tasfiye sürecine dahil edilir. Bu, şirket sahibi eş için, şirketini bir kişisel mal olarak korusa bile, şirket içindeki tüm büyüme ve kârların hukuken edinilmiş mal statüsüne girmesi ve dolayısıyla devasa bir potansiyel borç yükü (Katılma Alacağı) yaratması anlamına gelmektedir. Bu durum, şirket sahibi eşlerin mali planlamalarını ve risk yönetimini temelden etkileyen bir realitedir.   

Alternatif Mal Rejimlerinin Limited Şirket Paylaşımına Etkisi

Eşler, noter huzurunda yapacakları Mal Rejimi Sözleşmesi ile yasal rejimin dışında, örneğin Mal Ayrılığı Rejimi gibi farklı bir rejim seçebilirler. Bu stratejik seçim, Limited Şirket varlıklarının tasfiyeye konu olup olmayacağını kökten değiştirir.

Eğer eşler Mal Ayrılığı Rejimi’ni tercih etmişlerse, evlilik birliği içinde dahi edinilmiş olsa, şirket hisseleri mal paylaşımı davasına konu olamayacaktır. Bu rejim, şirket varlıklarının boşanma sürecindeki potansiyel paylaşım risklerine karşı en güçlü yasal kalkandır. Ayrıca TMK madde 221, eşlere mal rejimi sözleşmesiyle koruma alanını genişletme imkânı da tanır. Buna göre, eşler, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan ve normal şartlarda edinilmiş mal sayılması gereken tüm malvarlığı değerlerinin (yani kârların ve gelirlerin) dahi kişisel mal sayılacağını kararlaştırabilirler. Bu koruyucu ve önleyici hukuki düzenlemeler, ileriye dönük ticari evlilikler veya varlık koruma stratejileri için Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı sürecinde hukuki danışmanlığın ne kadar kritik olduğunu göstermektedir.

Mal Rejiminin Sona Ermesi ve Değerleme Milatları

Mal rejiminin tasfiyesinde iki temel tarih önemlidir. Birincisi, mal rejiminin sona erdiği tarihtir ki, bu kural olarak boşanma davasının açıldığı tarihtir. Bu hukuki milat, hangi şirket paylarının veya kârların tasfiyeye tabi olacağını belirler. İkinci önemli tarih ise, tasfiyeye konu alacağın parasal değerinin hesaplanması gereken tasfiye (karar) tarihine en yakın tarihteki sürüm değeridir.

Mal rejiminin sona erdiği tarihten önce şirketin elde ettiği kârlar ve zararlar tasfiyeye konu olurken, bu tarihten sonra elde edilen gelirler sadece şirketin sahibi olan eşe ait olacaktır. Ancak diğer eşin, şirketin gelişimi ve kâr elde etme kapasitesine katkısı mevcutsa, bu katkı payı ayrıca talep edilebilir. Özellikle enflasyonist ortamlarda, hukuki tasfiye tarihi (dava açılış) ile finansal değerleme tarihi (karar tarihi) arasındaki fark, hesaplanan alacağın güncel piyasa değerine (sürüm değerine) göre belirlenmesi ve mahkemece karara en yakın tarihe TÜFE ile güncellenmiş değer dikkate alınarak hüküm kurulması zorunluluğunu doğurur. Avukatın, müvekkilin haklarını güncel ekonomik değerde tutmak için bilirkişi raporlarında bu güncellemeyi titizlikle kontrol etmesi gerekmektedir.

Kişisel Mal ve Edinilmiş Mal Ayrımı

Şirket hisselerinin tasfiyesi sürecinde, hissenin kendisinin mi yoksa hissenin gelirinin mi paylaşıma tabi olduğu ayrımının yapılması gerekmektedir. Bu ayrım, talep edilecek alacağın Katılma Alacağı mı yoksa Değer Artış Payı Alacağı mı olacağını belirlemesi açısından hukuken hayati öneme sahiptir.

Kişisel Mal Sayılan Şirket Payları ve İstisnalar

Türk Medeni Kanunu’na göre, bazı malvarlığı değerleri tasfiyeye dahil edilmez. Bunlar kişisel mallardır (TMK m. 220).

  1. Evlilik Öncesi Edinilen Varlıklar: Evlilik birliği kurulmadan önce edinilen şirket pay değerleri tartışmasız kişisel maldır.    
  2. Karşılıksız Kazanımlar: Miras veya bağış yoluyla evlilik birliği içinde dahi elde edilen hisseler, ivazsız (bedel ödenmeksizin) kazanım sayıldığından kişisel mal olarak kabul edilir.
  3. Kişisel Malın Yerine Geçen Değerler (İkame Mallar): Kişisel malla alınmış şirket hissesi veya kişisel mala ait bir hissenin devrinden elde edilen devir parası (ikame mal) da kişisel mal sayılır ve tasfiye hesabına dahil edilmez.

Mahkeme, mal tasfiyesi sırasında, şirket hissesinin devir parasının kişisel malın yerine geçen mal olduğunu tespit ettiğinde, diğer eşin paylaşım talebini reddetmek zorundadır.

Edinilmiş Mal Sayılan Şirket Payları ve Gelirler

Limited Şirket payları, evlilik birliği içinde bedel karşılığı (ivazlı) elde edilmişse, yani eşin çalışması, geliri veya emek karşılığı kazanılmışsa edinilmiş mal olarak kabul edilir ve paylaşıma tabi tutulur. Ayrıca, evlilikten sonra kurulan şirketin hisseleri de doğrudan edinilmiş mal kabul edilmektedir.  Boşanmada Limited Şirket Paylaşımında en kritik ayrım, hissenin kendisi kişisel mal olsa bile, bu hisseden evlilik süresince elde edilen tüm kâr payları ve diğer gelirlerin edinilmiş mal olmasıdır. Yargıtay’ın 2007 tarihli kararıyla netleşen bu ilke, şirket sahibi eşin ana varlığını (hissesini) korurken, diğer eşin evlilik birliği içindeki emeğiyle veya geliriyle yaratılan kârdan yararlanma hakkını mutlak bir şekilde güvence altına almıştır. Bu durum, şirket ortağı olmayan eş için güçlü bir alacak hakkının temelini oluşturur.   

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı

Limited Şirket bilançolarının, hukuki tasfiyeye uygun hale getirilmesi için mali müşavirler, bankacılar ve hesap bilirkişilerinden yardım alınması gerekmektedir.  Bu zorlu süreçte, Boşanmada Limited Şirket Paylaşımında kârın ne kadarının edinilmiş mal sayılacağının hesaplanması, muhasebesel verilerin hukuki yorumunu gerektirir.   

Dağıtılmayan Kârın ve Yatırıma Dönüştürülen Tutarların Durumu

Şirketlerin, elde ettikleri kârı ortaklara dağıtmak yerine, şirket bünyesinde tutarak yatırıma dönüştürmeleri yaygın bir uygulamadır. Bu durum, teorik olarak kârın dağıtılmaması sebebiyle diğer eşin Katılma Alacağı hakkını azaltma girişimi olarak görülebilir. Ancak Yargıtay içtihatları bu durumu netleştirmiştir.

Şirket, örneğin 10 birim kâr elde ettiğinde, bunun 4 birimini yatırıma dönüştürebilir. Bilançoda bu durumda sadece 6 birim kâr gözükse bile, yatırıma dönüştürülen 4 birim de edinilmiş mal olarak kabul edilmeli ve tasfiyede dikkate alınmalıdır. Bu, diğer eşin, şirketin büyümesinden ve varlık artışından kaynaklanan payını talep etme hakkını korur.

Brüt Kardan Net Değere Geçişin Zorunluluğu

Şirket bilançolarında gösterilen rakamlar genellikle brüttür; yani vergiler, yasal fonlar ve diğer zorunlu düşülmüşler henüz düşülmemiştir. Hukuki tasfiyede, eşlere bu brüt miktar üzerinden paylaşım yapılamaz. Paylaşım yapılabilmesi için gelirin öncelikle vergi ve yasal yükümlülükler düşüldükten sonra nete çevrilmesi ve bulunan net miktarın tasfiyeye konu edilmesi gerekmektedir. Bu mali dürüstlük kriteri, paylaşımın gerçek ekonomik kazanç üzerinden yapılmasını sağlar ve hukuki sürecin doğru ilerlemesi için avukatın mali uzmanlarla koordinasyonu şarttır.

Katılma Alacağı ve Değer Artış Payı Talepleri

Katılma Alacağı: Limited Şirket Paylaşımında payın evlilik birliği içinde edinilmiş olması veya kişisel mal olan paydan elde edilen kârların toplam net değeri (artık değer), TMK m. 236/1 uyarınca eşler arasında yarı yarıya paylaşılır. Bu alacak, şirket ortağı olmayan eşin yasal hakkıdır ve bu payların ayni olarak (fiziki olarak) paylaşımı söz konusu değildir; sadece parasal bir alacak hakkı doğar.

Değer Artış Payı Alacağı: Eğer eşlerden birinin kişisel malı olan bir şirket (örneğin evlilik öncesi kurulmuş bir şirket) diğer eşin malvarlığıyla (örneğin maaşından yapılan sermaye artırımı) veya emeğiyle katkı sağlanarak değerini artırmışsa, katkıyı sağlayan eş bu katkının güncel değerini talep edebilir. Katkı payı talep eden eşin, bu katkıyı şirkete bir bağış iradesi olmaksızın yaptığını ispat etmesi gerekir; Yargıtay, bu tür durumlarda bağış iradesi kabulünü hukuka aykırı bulmaktadır.

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımının Değerlenmesi ve Hesaplama Metotları

Doğru bir şirket değerlemesi, mal rejimi tasfiyesi davasının en karmaşık ve hayati aşamasıdır. Tasfiyeye konu şirketin pay değerinin tespiti, konusunda uzman bilirkişilerce hazırlanan raporlar doğrultusunda yapılmaktadır.

Değerleme Zamanı ve Esas Alınan Sürüm Değeri

Şirketin değerlemesi, mal rejiminin sona erdiği andaki (boşanma davası açılış tarihi) durumu esas alır.  Ancak, Boşanmada Limited Şirket Paylaşımında alacağın enflasyon karşısında erimemesi ve hakkaniyete uygun olması için, hissenin parasal değeri, tasfiye kararının verildiği tarihe en yakın tarihteki sürüm değeri (piyasa değeri) esas alınarak belirlenmelidir. Bu, davanın uzun sürme ihtimaline karşı müvekkil haklarının korunması açısından kritik bir hukuki gerekliliktir.   

Ticari İtibar (Şerefiye) ve Değerleme Metotları

Limited Şirket değerlemesi yapılırken, sadece şirketin kayıtlı menkulleri ve gayrimenkulleri değil, aynı zamanda şirketin marka değeri, müşteri portföyü ve piyasadaki konumu gibi soyut varlıkları kapsayan ticari itibarının (şerefiyesinin) da değerlemeye dahil edilmesi gerekmektedir.  Ticari itibarın hesaplanması, şirketin gelecekteki potansiyelini ve nakit akışını da hesaba katan mali analizleri içerir. Bu değerlemenin sağlıklı yapılabilmesi için, mahkeme, SPK lisanslı firmalar veya mali hesaplama konusunda uzman bilirkişilerden destek alır.   

Şirket ortağı olan eşler, boşanma sürecini öngörerek şirketin finansal durumunu kasıtlı olarak kötü gösterme, yüksek borç yükü yaratma veya faaliyet hacmini düşürme gibi yollara başvurabilir. Bu tür değer düşürme girişimlerine karşı, uzman avukatın erken aşamada ihtiyati tedbir talebiyle şirket kayıtlarının ve finansal hareketlerinin mahkeme kanalıyla celbini sağlaması, müvekkil hakkının korunması açısından zorunludur.    

Limited Şirket Paylaşımı Süreçleri ve Tedbir Yolları

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımını içeren mal rejimi tasfiyesi davaları, boşanma davasından ayrı, bağımsız bir yargılama sürecidir.  Bu süreç, yüksek uzmanlık gerektirir.   

Dava Süresi, Yetkili Mahkeme ve Zamanaşımı

Mal paylaşımı davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise boşanma davasına bakmaya yetkili olan yer mahkemesidir (TMK m. 214).

Bu davanın açılması için kritik bir süre bulunmaktadır: mal rejimi tasfiyesi davası, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmalıdır Aksi takdirde, açılan dava usulden reddedilecektir. Özellikle mal kaçırma risklerinin yüksek olduğu boşanma dönemlerinde, bu sürecin hızlı ve seri bir şekilde yürütülmesi, hak kaybını engellemenin en temel yoludur.    

Limited Şirket Paylarında Mal Kaçırma Riskleri ve İhtiyati Tedbir

Boşanma aşamasında, eşin mal varlığını (şirket hissesi, kar payları) muvazaalı işlemlerle (sahte devir, düşük bedelli satış, borç yaratma) kaçırması riski büyüktür.  Bu tür eylemler dolandırıcılık veya resmi belgede sahtecilik gibi TCK hükümleri uyarınca cezalandırılabilir fiillere yol açabilir. Bu risklere karşı hukuki koruma yolu ihtiyati tedbir talebidir. Ancak burada Limited Şirket’in tüzel kişiliğinin korunması ilkesi devreye girer: Şirketin tüm malları (gayrimenkul, makine, araç) üzerine tedbir konulamaz. İhtiyati tedbir talepleri yalnızca hissedar eşin şirketteki hisselerine yöneltilmelidir.  Başarılı bir Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı süreci için bu tedbir stratejisi hayati önem taşır.   

Stratejik Tedbir Yöntemi: İhtiyati tedbir, boşanma davasında değil, yalnızca mal paylaşımı davası açıldığında istenebilir.  Bu nedenle, uzman bir avukat, boşanma davası ile birlikte derhal mal paylaşımı davasını açmalı, hisseler üzerine tedbir koydurmalı ve bu davanın boşanma davasının kesinleşmesi beklenerek bekletici mesele yapılması stratejisini uygulamalıdır. Bu hukuki zeminin güçlü bir şekilde kurulması, mal kaçırma teşebbüslerini önlemek açısından kritik öneme sahiptir.  Şirket ortağı olmayan eşin, tedbir taleplerini şirket mallarına değil, hissedar eşin hisselerine yöneltmesi ve şirketin kar dağıtım kayıtlarını, bilançosunu mahkemeye celp ettirmesi şarttır.   

Anlaşmalı Boşanmada Şirket Paylaşımı

Anlaşmalı boşanma durumunda Limited Şirket Paylaşımı tamamen eşlerin serbest iradesiyle belirlenebilir. Bu durumda, şirket hisselerine ilişkin anlaşmanın detaylarının, şirket hisseleri ile ilgili resmi evrakların (Ticaret Sicil Gazetesi gibi) eklenmesi zorunlu olan anlaşmalı boşanma protokolüne açıkça dahil edilmesi gerekmektedir.    

Yargıtay İçtihatlarında Boşanmada Limited Şirket Paylaşımına Dair Dönüm Noktaları

Yargıtay kararları, Limited Şirket tasfiyesinde hukuki uygulamanın yönünü belirleyen temel dayanaklardır.

  1. 2007 Kararı: Kar Paylarının Edinilmiş Mal Kabulü İlkesi: Yargıtay, evlilik birliği süresince elde edilen kar paylarının (hisse kişisel mal olsa bile) edinilmiş mal sayılması ve tasfiyeye tabi tutulması ilkesini getirerek, eşler arasındaki ekonomik adaleti sağlamıştır.
  2. 2025 Kararı: Şirket Mallarına Tedbir Sınırlaması: Uygulamadaki belirsizlikleri gideren bu karar, şirket mallarına doğrudan tedbir konulamayacağını, tasfiyenin yalnızca hissedar eşin payları ve kârları üzerinden yapılacağını açıkça belirtmiştir. Bu karar, Limited Şirket Paylaşımında şirketin tüzel kişiliğini koruma altına alırken, alacaklı eşin hisse üzerindeki haklarını güvence altına almıştır.
  3. Sürüm Değeri ve Güncelleme Zorunluluğu: Yargıtay, tasfiyeye konu şirketin pay değerinin, kararın verildiği tarihe en yakın tarihteki güncel sürüm değerine göre hesaplanmasını ve TÜFE ile güncellenmesini zorunlu kılmıştır. Bu ilke, zaman içinde değer kaybedebilecek alacakların müvekkil lehine korunmasını sağlar.

Sonuç

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı davası, sıradan bir mal paylaşımı davasının çok ötesinde, muhasebe, finans ve ticaret hukuku disiplinlerini bir araya getiren son derece teknik ve karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte haklarınızı korumak için, Kişisel Mal ve Edinilmiş Mal arasındaki ince ayrımın doğru yapılması, dağıtılmamış olsa dahi yatırıma dönüştürülen net kârların titizlikle hesaplanması ve şirket şerefiyesi (ticari itibar) dahil olmak üzere hisse değerinin güncel sürüm değeri üzerinden doğru tespit edilmesi gerekmektedir.

Özellikle şirket ortağı olan eşin mal kaçırma girişimlerine karşı, doğru zamanda, doğru malvarlığı kalemine yönelik (şirket hisselerine yönelik) ihtiyati tedbir talebinde bulunmak ve karmaşık bilirkişi raporlarını hukuki açıdan denetleyebilmek için uzman bir avukat şarttır.  Bu zorlu ve teknik süreçte size rehberlik edecek, Yargıtay içtihatlarına hakim ve Ticaret Hukuku bilgisine sahip deneyimli bir İstanbul Boşanma Avukatı ile çalışmak, haklarınızı eksiksiz ve tam olarak almanızı sağlayacaktır. Unutmayın, şirket paylarının tasfiyesi, yüksek finansal riskler taşır ve maddi ve manevi her türlü hakkın kaybını engellemek için profesyonel hukuki destek almak hayati önem taşır. Sürecin her aşamasında size destek olacak yetkin bir İstanbul Boşanma Avukatı ile ilerleyerek bu karmaşık süreci güvenle yönetebilirsiniz.    

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımı Hakkında Sık Sorulan Sorular

Boşanma davası ile mal paylaşımı davası birlikte açılabilir mi?

Boşanma davası ile mal paylaşımı davası hukuken birbirinden bağımsızdır ve aynı dava dilekçesiyle birlikte açılamaz.  Ancak, stratejik olarak hak kaybını önlemek amacıyla mal paylaşımı davası, boşanma davası ile aynı anda açılabilir ve boşanma davasının kesinleşmesi beklenirken, mal paylaşımı davası bekletici mesele yapılabilir. Bu, özellikle şirket hisseleri üzerindeki olası mal kaçırma işlemlerine karşı erken tedbir almak için önemlidir.   

Boşanmada Limited Şirket Paylaşımında Zamanaşımı süresi ne kadardır?

Limited Şirket paylarının paylaşımını talep eden mal rejimi tasfiyesi davası, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayan 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmak zorundadır.  Bu süre kaçırılırsa, hak kaybı yaşanır ve dava usulden reddedilir. Bu nedenle hukuki sürecin uzman bir avukatla seri şekilde yürütülmesi gereklidir.    

Limited Şirket hissesine tedbir koydurabilir miyim, şirketin malına ne olur?

Evet, hissedar eşin haklarını korumak amacıyla mal paylaşımı davası açıldığında, eşe ait şirket hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkündür.  Ancak, Limited Şirketin tüzel kişiliğinin korunması ilkesi nedeniyle, şirketin sahip olduğu taşınmazlar, araçlar veya diğer menkuller gibi şirket malları üzerine doğrudan tedbir konulamaz. Tedbir, yalnızca hissedar eşin hisselerine yöneltilmelidir.    

Eşimin şirketteki payının tamamını mı alacağım?

Hayır, edinilmiş mallara katılma rejiminde, paylaşılan değer eşin sahip olduğu hissenin tamamı değil, evlilik birliği içinde edinilmiş mal olarak hesaplanan net değerin (artık değerin) yarısıdır. Bu alacak hakkına Katılma Alacağı adı verilir ve parasal bir alacak hakkıdır; payların ayni olarak (fiziki olarak) paylaşımı söz konusu değildir.

Şirket kârını dağıtmayıp yatırıma dönüştürürse, bu paylaşılır mı?

Evet, bu durum hukuken bir mal kaçırma girişimi olarak değerlendirilebilir. Şirketin elde ettiği kârı ortaklara dağıtmak yerine, şirket bünyesinde tutarak gayrimenkul, makine veya diğer varlıklara yatırıma dönüştürmesi halinde, yatırıma dönüştürülen bu tutarlar da edinilmiş mal olarak kabul edilmeli ve tasfiyede dikkate alınmalıdır. Hesaplama yapılırken bu yatırımın net değeri üzerinden paylaşım yapılacaktır.

Şirketin ticari itibarı (şerefiyesi) nasıl hesaplanır?

Şirket hisselerinin değerlemesi yapılırken, sadece bilançodaki maddi varlıklar değil, şirketin marka değeri, piyasa konumu ve gelecekteki kâr potansiyelini temsil eden ticari itibar (şerefiye) da değerlemeye dahil edilmelidir.  Bu değerleme, mahkeme tarafından atanan, mali analiz konusunda uzman bilirkişiler (mali müşavir, bankacı, ekspertiz firmaları) tarafından yürütülür ve şirketin sürüm değerini belirler.   

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

💬 WhatsApp
Çelik & Baştürk Hukuk

👋 Merhaba! Size nasıl yardımcı olabiliriz?

WhatsApp üzerinden yazın